KÖRKÜLERALPEREN Dostluğa açılan el

SELÂMÜNALEYKÜM ZİYARETÇİ

 
  ANA SAYFA
  KUR'AN-I KERİM
  PEYGAMBERİMİZ
  EHL-İ SÜNNET
  SÜNNET-İ SENİYYE EDEPTİR
  ALDANAN KİM ?
  NAMAZ
  NAMAZIN ÖNEMİ
  RESİMLİ NAMAZ HOCASI
  NAMAZI TERK ETMENIN BAHANELERI
  CENNETLE MÜJDELENEN SAHABELER
  MEZHEBLER
  EVLİYALAR(Dinle)
  A-Z EVLİYA HAYATLARI (Oku)
  ÖRTÜNME ÇAĞRISI
  AİLE VE EĞİTİM
  ADAB-I MUAŞERET
  BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ
  İletişim
  Sık kullanılanlara ekle
  İSLAM TARİHİ
  ALPEREN'CE
  OSMANLI DEVLETİ
  => Osmanlıyı anlamak kolay değil!
  => Osmanlı Devletinin Kuruluşu
  => Nüfusu ve Yönetim Şekli
  => İmparatorluğun Temelleri Atılıyor.1
  => İmparatorluğun Temelleri Atılıyor.2
  => Osmanlı Toprakları
  => Avrupa Siyaseti
  => Doğu Siyaseti
  => Deniz Siyaseti.1
  => Deniz Siyaseti.2
  => Osmanlı Toprakları Üzerinde Kurulan Devletler.1
  => Osmanlı Toprakları Üzerinde Kurulan Devletler.2
  => Osmanlı Toprakları Üzerinde Kurulan Devletler.3
  => Osmanlı Toprakları Üzerinde Kurulan Devletler.4
  => Anarşinin Hortlaması Ve Köprülüler
  => Felaket Seneleri.1
  => Felaket Seneleri.2
  => Bozgunlar Ve Nizamı Cedit
  => Yenileşme Hareketleri Ve Tanzimat
  => Tanzimat.1
  => Tanzimat.2
  => İkinci Meşrutiyet Ve Balkan Savaşı
  => Birinci Cihan Savaşı Ve İmparatorluğun Sonu.1
  => Birinci Cihan Savaşı Ve İmparatorluğun Sonu.2
  TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ
  TÜRKİYENİN TANITIMI
  İSLAM DÜNYASI İŞKAL ALTINDA
Veda Hutbesi

NASİHAT

Oğul,
İnsanlar vardır,şafak vaktinde doğar Akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun, Güçlüsün,kuvvetlisin,akıllısın,kelamlısın Ama,bunları nerede,nasıl kullanacağını bilmezsen Öfken ve nefsin bir olup aklını yener, Sabah rüzgârlarında savrulur gidersin. Daima sabırlı,sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmeyen gizemler,bilinmeyenler, Görülmeyenler, Ancak senin erdemlerinle Gün ışığına çıkacaklar. Ananı-atanı say.Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünya inancını kaybedersen Yeşilken çorak olur,çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma,gördün söyleme,bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme. Kalkar itibarın, muhabbet olmaz. Üç kişeye acı: Cahiller arasındaki alime, Zenginken fakir düşene, Hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutmaki! Yüksekte yer tutanlar Aşağıdakiler kadar emniyette değildir.!

İMANLI ALPEREN GENÇLİK

Felaket Seneleri.2

Üstelik Okyanusları ele geçirmesi, Batı'ya büyük bir maddî güç ve zenginlik kazandıracak, sermaye birikmesi yoluyla dünyanın en büyük kısmını ele geçirmeye hazırlanacaktır. XVIII. asrın ortalarından itibaren Hindistan'daki pek kudretli Türk imparatorluğu birden çöküvermiştir.

 1700'de dünya nüfusu 684 milyon kadardır. Asya'da 454.9 milyon, (%67.5), Avrupa'da 134.4 milyon (%19), Afrika'da 71.1 milyon (%10.4), Kuzey Amerika'da 10.8 milyon (%1.6), Güney Amerika'da 10.6 milyon (%1.5), Okyanusya'da 3.1 milyon (%0.5).
Büyük devletlerin yüzölçümü ve nüfusları şöyledir: Türk imparatorluğu (15.914.606 km2 , 77.985.000 nüfus), Hindistan Türk imparatorluğu (Timuroğulları) (4.622.885 km2 , 170.000.000 nüfus), İran Türk Safevî İmparatorluğu (1.956.791 km2 , 18.000.000 nüfus), Çin İmparatorluğu (12.268.208 km2 , 120.000.000 nüfus), Fransa krallığı (4. 494.364 km2 , 21.406.000 nüfus), Büyük Britanya krallığı (1.833.478 km2 , 9.011.000 nüfus), (ilaveten aynı kralın hüküm sürdüğü Hollanda: 1.021.274 km2 , 7.530.000 nüfus), Almanya imparatorluğu (803.821 km2 , 22.479.000 nüfus), İspanya krallığı (15. 086.003 km2 , 30.405.000 nüfus), İsveç krallığı (1.278.023 km2 , 4.500.000 nüfus), Venedik Cumhuriyeti (72.683 km2 , 4.800.000 nüfus), Rusya İmparatorluğu (14. 568.540 km2 , 12.000.000 nüfus), Polonya krallığı (760.407 km2 , 12.000.000 nüfus), Fas imparatorluğu (3. 051.699 km2 , 8.000.000 nüfus).

 III. Ahmed devrinde dış siyasetin esası Karlofça ile verilenlerin geri alınmasıdır. Bu siyaset silahla yürütülmüş, Rusya ve Venedik'e Karlofça'da verilenler geri alınmış, Almanya'ya verilen topraklar ise büyük gayretlere rağmen geri alınamamış, Polonya'ya verilenler ise alınmak istenmemiştir. Zira Bâbıalî'nin siyaseti Polonya'yı var gücüyle Almanya ve Rusya'ya karşı desteklemek ve bu iki devlet arasında ezilmesini sağlayabilmektir. Prut seferi (1711) ile Rusya'ya baş eğdirilmiştir. Bu sefere kumanda eden Sadrazam ve Serdar-ı Ekrem Baltacı Mehmet Paşa, bugün tamamen masal olduğu kesin şekilde anlaşılan ithamlarla lekelenerek düşürülmüştür. Bu yıllarda İsveç kralı XII. Karl'ın yıllarca Türkiye'de kalması, Avrupa diplomasisinin en mühim davalarından biri haline gelmiştir.

 Sonra Sadrazam ve Serdar-ı Ekrem Damad İznikli Şedid Şehid Silahdar Ali Paşa, Mora'yı Venedik'ten geri almıştır (1715). Macaristan'ı Almanya'dan geri almak üzere ertesi yıl çıktığı seferde ise Petervaradin meydan muharebesinde (5 Ağustos 1716) şehid düşmüş ve ordu bozulmuştur. Almanya ve Venedik ile savaş, Pasarofça anlaşması (21 Temmuz 1718) ile sona ermiştir. Bu anlaşma ile Venedik Karlofça ile aldıklarını (Mora vs.) geri veriyor ve bu suretle büyük devletler arasından çıkıyordu. Almanya'dan ise verilenlerin istirdadı şöyle dursun Banat (Tameşvar), Belgrad ve Semendire gibi mühim topraklar ve şehirler bırakılıyordu. Bu anlaşma ile III. Ahmed saltanatının ilk devri kapanır.III. Ahmet'in ikinci saltanat devrine "Lale Devri" denir (1718 - 1730). Sadrazam Damat Nevşehirli İbrahim Paşa'nın iktidar yıllarıdır. İbrahim Paşa, iç huzur sağlanılmadıkça ve Avrupa'nın teknik bakımından bazı üstünlükleri alınmadıkça, fütuhat, hatta istirdad siyasetinin mümkün olmadığı inancındaydı. Lale Devri, parlak bir devredir. Savaşlardan, ihtilallerden bunalan İstanbul'un ve onu taklit eden Türk şehirlerinin, hayatın maddi zevklerinden faydalanmak istemesidir. Türk sanatları ve kültürü için bir canlanıştır. Sulh siyasetine rağmen İbrahim Paşa, 1722'den itibaren Doğu'da fütuhata başladı. İran'da Safevi hanedanının çökmesinden doğan büyük buhran, bu fütuhatı mümkün kılıyordu. Batı İran ve Kafkasya'nın İran'ın elinde bulunan ülkeler, toplam olarak 290 000 km2 büyüklüğünde çok değerli topraklar, Türkiye'ye geçti.

 Yeniden Hazar'a dayanan Osmanlı devleti, XVI. Asır sonlarındaki doğu sınırını buldu. Hemedan Anlaşması (4 Ekim 1727) ile İran, bu fütuhatı tanıdı. Fakat bu sırada ortaya çıkan, Türklük'ün son cihangiri Nadir han (sonra Şah), Tebriz'i geri aldı. Bu ortamda, uzayan İbrahim Paşa iktidarını kıskananlar, çok aşağılık bir ihtilal çıkartarak, Paşa'yı idam ettirdiler. III. Ahmed, tahttan indirildi (1 Ekim 1730).

 Tahta, III. Ahmet'in yeğeni (II. Mustafa'nın oğlu) I. Mahmud (1730 - 1754) geçti. "Patrona İhtilali'ni çıkaranları az zamanda temizledikten sonra, daha mûtedil şekilde Lale Devri'nin hemen bütün geleneklerini devam ettirdi. Onun çeyrek asrı bulan saltanatı, Türkiye'nin son şevket ve bahtiyarlık çağlarından biridir. Almanya ve Rusya imparatorluklarına karşı Türkiye'nin tek başına yaptığı savaş (1736 -1739), Osmanlı devletinin zaferiyle kapandı. Böylece Türkiye henüz, çok güçlü iki imparatorluğu birden tek başına yenebileceğini açıkça ortaya koydu. Belgrad Anlaşması (18 Eylül 1739), Pasarofça ile Almanya'ya verilmiş toprakları Türkiye'ye iade etti. 22 yıl sonra Belgrad, Türkiye'ye dönmüş oldu. İran ile savaş, 1746'ya kadar sürdü. İran'dan yapılan fütuhatın terki ve Kasr-ı Şirin (1639) esaslarına dönülmesi ile son buldu.

 XVIII. asrın ortasında, 1750'de, dünya nüfusu 700,4 milyona erişmişti: Asya 447,1 milyon (% 64), Avrupa 152,3 milyon (% 21,7), Afrika 75,1 milyon (% 10,7), Kuzey Amerika 11,7 (% 1,7), Güney Amerika 11,1 milyon (% 1,6), Okyanusya 3,1 milyon (% 0,3), Büyük Devletlerin durumu - ehemmiyet sırasıyla - şöyledir: Türkiye İmparatorluğu (15,538,000 km2, 76,2 milyon nüfus), Fransa Krallığı (1,871,962 km2, 22,7 milyon), Büyük Britanya Krallığı (5,396,262 km2, 13 milyon), Çin İmparatorluğu (10,797,408 km2, 180 milyon), İran Türk İmparatorluğu (1,751,791 km2, 16,5 milyon), Almanya İmparatorluğu ( 834,009 km2, 26,3 milyon), Hindistan Türk İmparatorluğu (3,103,243 km2, 140 milyon), Rusya İmparatorluğu (16,517,455 km2, 15 milyon), Afganistan İmparatorluğu (1,652,042 km2, 15 milyon), Polonya Krallığı (790,400 km2, 15,6 milyon), Prusya Krallığı (121,224 km2, 2,4 milyon).

 I. Mahmut'un yerine kardeşi III. Osman (1754-1757), sonra amca oğulları - III. Ahmet'in oğlu - III. Mustafa (1757-1774) ile kardeşi I. Abdülhamit (1774-1789) geçti.

 
   
Esma-ül Hüsna  
 


"O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


ALLAH
(Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


RAHMÂN
(Bagislayan, esirgeyen)


RAHÎM
(Aciyan, esirgeyen)


MELIK
(Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


KUDDÛS
(Her eksiklikten münezzeh)


SELÂM
(Esenlik veren)


MÜ'MIN
(Güven veren, vaadine güvenilen)


MÜHEYMIN
(Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)


CEBBÂR
(Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


MÜTEKEBBIR
(Azamet ve yüceligini izhar eden))


HÂLIK
(Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


BÂRI'
(Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


MUSAVVIR
(Sekil ve özellik veren)


GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


KAHHÂR
(Yenilmeyen, yegane galip)


VEHHÂB
(Karsilik beklemeden bol bol veren)


REZZÂK
((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


FETTÂH
(Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


ALÎM
(Hakkiyla bilen)


KÂBID
(Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


BÂSIT
(Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


HÂFID
(Alçaltan, zillete düsüren)


RÂFI'
(Yücelten, izzet ve seref veren)


MUIZ
(Yücelten, izzet ve seref veren)


MÜZIL
(Alçaltan, zillet veren)


SEMI'
(Isiten)


BASÎR
(Gören)


HAKEM
(Son hükmü veren)


ADL
(Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


LATÎF
(Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


HABÎR
(Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


HALÎM
(Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


AZÎM
(Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


GAFÛR
(Bütün günahlari bagislayan)


SEKÛR
(Az iyilige çok mükafat veren)


ALÎ
(Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


KEBÎR
(Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)


MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


HASÎB
(Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


CELÎL
(Azamet sahibi)


KERÎM
(Fazilet türlerinin hepsine sahip)


RAKÎB
(Gözetleyip kontrol eden)


MÜCÎB
(Dileklere karsilik veren)


VÂSI'
(Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


HAKÎM
(Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


VEDÛD
(Çok seven, çok sevilen)


MECÎD
(Sanli, serefli)


BÂIS
(Ölümden sonra dirilten)


SEHÎD
(Her seyi gözlemis olarak bilen)


HAK
(Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


VEKÎL
(Güvenilip dayanilan)


KAVÎ
(Her seye gücü yeten, kudretli)


METÎN
(Her seye gücü yeten, kudretli)


VELÎ
(Yardimci ve dost)


HAMÎD
(Övülmeye layik)


MUHSÎ
(Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


MÜBDI'
(Ilkin yaratan)


MUÎD
(Tekrar yaratan)


MUHYÎ
(Can veren)


MÜMÎT
(Öldüren)


HAY
(Ebedi hayatta diri)


KAYYÛM
(Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


VÂCID
(Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


MÂCID
(Sanli, serefli)


VÂHID
(Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


SAMED
(Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)


KÂDIR
(Her seye gücü yeten, kudretli)


MUKTEDIR
(Her seye gücü yeten, kudretli)


MUKADDIM
(Öne alan)


MUAHHIR
(Geriye birakan)


EVVEL
(Varliginin baslangici olmayan)


ÂHIR
(Varliginin sonu olmayan)


ZÂHIR
(Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


BÂTIN
(Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


VÂLÎ
(Kainata hakim olup onu yöneten)


MÜTEÂLÎ
(Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


BER
(Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


TEVVÂB
(Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


MÜNTAKIM
(Suçlulari cezalandiran)


AFÜV
(Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


RAÛF
(Sefkatli)


MÂLIKÜ'L-MÜLK
(Mülkün sahibi)


ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
(Azamet ve kerem sahibi)


MUKSIT
(Adaletle hükmeden)


CÂMI'
(Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


GANÎ
(Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


MUGNÎ
(Zenginlik verip tatmin eden)


MÂNI'
(Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


DÂR
(Zarar veren)


NÂFI'
(Fayda veren)


NÛR
(Nurlandiran, nur kaynagi)



HÂDÎ
(Yol gösteren, murada erdiren)


BEDÎ'
(Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


BÂKÎ
(Varliginin sonu olmayan)


VÂRIS
(Varliginin sonu olmayan)


RESÎD
(Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


SABÛR
(Çok sabirli)


korkulerdiyari.tr.gg
ALLAH c.c En Güzel Isimleri

 
Veda hutbesi  
  Veda Hutbesi

Veda Hutbesi

Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

MÜ'MİNLER!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

İNSANLAR!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

 
hergün bir hadis  
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol